
İletişim, en basit tanıma göre kişilerin birbirine bilgi, duygu, düşünce aktarımını her türlü araçla gerçekleştirmesidir.
Bugün iletişim imkanları artıyor ama bunların varlık gayesi olan iletişimin arttırılması, ünsiyetin güçlendirilmesi, paylaşımın artması iken ilginçtir ki iletişimin amacı dışında bir negatiflik söz konusu. Bu teknolojinin olumsuz çıktısının bir mantıksızlığı var, yani varlık gayesi ile sonuçları arasında bir tutarsızlık var. Bu sorunun çözümü telefonun günde belirli bir süre kullanılması gibi yöntemlerle çözülebileceği düşünülüyor ama mesele bu kadar basit değil.
İletişim sadece canlılar arasında mı gerçekleşir?
Eğer bilgi transferini iletişim olarak kabul edersek dijital cihazların da birbiri ile iletişim kurduğunu söyleyebiliriz.
Dayatılan iletişim tanımı, duygu ve düşüncenin aktarımı ve canlılık üzerine dayanıyor. İletişim temelinde bir etkileşimin olması gerekiyor. Bu etkileşimin yarattığı bir enerji var ve bu enerjinin sonucu olarak varlık tepki verir, aksiyon gösterir ve hareket eder. Canlılarda ise bu daha üst seviyede gerçekleşir.
İki varlık arasında birinci seviyede bir etkileşim boyutu ve bu etkileşimin devamını, çeşitliliğini ya da gelişimini görebildiğimiz ikinci seviyede olan iletişim boyutu var.
Hayvanlar temel yaşam ihtiyaçlarını karşılama amacı dışında iletişim kurar mı?
İnsan temel yaşam ihtiyaçlarının dışında da iletişim kuruyor. Evcil hayvanların insanlara duyduğu bağlılıktan dolayı iletişim kurabildiğini görebiliyoruz. Veyahut, bir hayvanın (fil ve orangutan) ölen hemcinsinin yanında durması da yaşama amacının dışında bir iletişim kurduğuna işaret ediyor. İletişim tanımlarında ise sadece insanların temel yaşam ihtiyaçları dışındaki iletişim tekniklerini kullanabildiği iddiası yer alır.
İnsanı diğer canlılardan ayıran iletişimin mantığı nedir?
İletişimde gelen verinin hangi mantık örgüsünde değerlendirilip analiz edildiği, gelen veriden daha önemlidir. İnsan bir şey aktaracak ama öncesinde okuma yapması, bir şeyleri algılaması lazım. Bunun için kavramlar yardımcı olur. İnsan algıladığı şeyi anlamlandırıp tanımlama yapıyor ve karşı tarafa mesajını iletiyor. Sonra karşıdaki de dönüş yapıyor ve bir döngü oluyor. Bu döngüde her mesajın ileticideki çıkış noktası alıcıdaki varış noktasından çok farklı olabiliyor. İnsan iletişiminin farkı bu sürecin nasıl gerçekleştidiğidir. İnsanı iletişimde diğer canlılardan ayıran özelliği, var olanın görünmeyenin kısmını, batıni tarafını da anlayabilme, yorumlayabilme yetisidir. Hayvanlar yalnız görüneni anlar, kurguyu göremez. Fareler kendilerine yapılan derin oyunları deneylerde göremez. Biz iletişim sürecindeki diğer boyutları da anlayıp oluşan bilgiyi yorumlayabiliyoruz. İnsan bir görüntüyü, bir sesi olduğu gibi alıp analiz edip iletişim kurarsa hayvanın kurduğu iletişimden bir fark kalmaz. İletişimde 5 duyu organ ile algıladığımıza göre iletişim kuracaksak hayvandan farkımız kalmıyor. Onlar ürüyor, besleniyor, savaşıyor; biz de bunları yapıyoruz.
İnsanın Eşya ile Bağının İletişimi Şekillendirmesi
Bizim eşya ile olan bağımız iman etmeyenlerindekinden daha farklı. Yaşlılarımız eşyalara daha çok bağlıdır: “Dedemden kaldı.” diye sahiplenirler çünkü o eşyanın bir anlamı var ve her ne kadar tanımlayamasalar da onun bir bilgi taşıdığını biliyorlar. Ama bugün eşyalar daha kolay bir şekilde atılabiliyor, yakılabiliyor. Eşya o yaşanmışlıklara dair bir bilgi taşır. Biz bir tarihi evde o yaşanmışlıklara şahit olmasak bile hissedebiliyoruz.
Bütün Yahudiler kral çocuğu olarak doğar.
Shabbat, 67a
Yalnız Yahudiler insandır. Goyim ise hayvandır.
Keribot 6b
Goyim’in en iyileri bile öldürülmelidir.
Avodak Zara 26b
Günümüzde maddenin insana hizmet etmesi mantığı üzerine kurulmuş bir sistem var. Yahudilerde de her şey bize hizmet etmeli mantığı mevcut. Hayvanlar insanlara, Yahudi milletinden olmayan insanlar da, yani goyimler bize hizmet edecek diyorlar [1]. Allah’ın insana yüklediği anlam farklıdır. Bizim eşya ile olan bağımızı Allah tanımlar. Fakat Batı bu tanıma uymadığı için hayvanlara ve kendi dışındakilere zulmediyor. Onların kültüründe her şeyin insana hizmet etme mantığında dolayı onlar için insanların ve hayvanların ölmesi önemli değil. Hayvanlara iletişimlerinin olduğu bir canlı olarak bakmıyorlar. İspanyolların boğa festivali veya Fransa’da Kovid-19 aşısının Afrika’da denenmesinin istenmesi [2] bizim eşya ile bağımıza göre zalimliktir. Onlarda zalimlik duygusunun var olduğunu ispat etmeye çalışırsak hata ederiz çünkü onların eşya ile bağı bizimkinden çok farklı. Eşyanın insana hizmet etmesi gerektiğini düşünen bir zihniyetin hayvanlar ile kültürel bir eğlence yapması normaldir. Onlar için canlıların bir masadan farkı yok. Karşı tarafı yanlış analiz edip onunla konuşuyoruz. Karşı taraf, ‘zalimsin’ dememizi anlamlandıramıyor çünkü canlı ve eşya tanımlamalarında hata var. İlk önce bu hatanın düzeltilmesi lazım.