Milli Olmak

Türkiye Cumhuriyeti bulunduğu jeopolitik konumu sebebiyle uzun yıllardır savunma konusunda önemli çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalar son yıllarda artmış ve bu çalışmalar daha yerli ve milli bir hâl almaya başlamıştır. Bu çalışmalardan biri  de Altay Ana Muharebe Tankıdır. Ancak ülkemizin bu yolculuğunda önemli aksilikler çıkarılmıştır.

Türkiye, Cumhuriyet kurulduktan sonra sanayi alanında bazı atılımlar yapmıştır.1930’lu yıllarda başlayan çalışmalar 1945 ve sonrasında yukarıda bahsettiğimiz aksilikler (!) ile sekteye uğramıştır. Bunun en net örnekleri kapatılan uçak fabrikaları; Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ’a yapılan baskı ve yaptırımlarıdır. Yardım adı altında içimizdeki bir grup elit bürokrat ve siyasetçi üzerinde emperyalizmin kurduğu hakimiyet, Kıbrıs Barış Harekatı dönemine kadar Türkiye’yi özellikle savunma sanayisinde ABD ve NATO’ya bağımlı kılan bir hâle sürüklemiştir. Çünkü ülkemizdeki siyasetçi ve bürokratlar milli olmayı tercih etmemişlerdir. Ortalama 30 yıllık bir kesintiden sonra Kıbrıs Barış Harekatında ortaya çıkan haberleşme teknolojisi yetersizliği ve o dönem ABD tarafından uygulanan ambargo sebebiyle Aselsan’ın kurulması önemli bir adım olmuştur. 90’lı yıllara geldiğimizde Türkiye’de artan PKK terörü karşısında, Koç Holding’e ait Otokar firması  tarafından güvenlik güçlerinin kullanımına sunulan; 1989’da Otokar ZPT, 1990’da Akrep ve 1997’de Kobra zırhlı personel taşıyıcıları ile Türk savunma sanayisinde Otokar firması da boy göstermeye başlamıştır. Koç Holding ve Otokar 30 yılı aşkın bir süredir Türk güvenlik güçlerinin zırhlı araç ihtiyacını karşılamıştır. Koç Holding ve Otokar Türk savunma sanayiinde bir başka proje ile de karşımıza çıkmaktadır;Altay Ana Muharebe Tankı.  

Altay Ana Muharebe Tankının ana yüklenici firması Otokar idi. Otokar 2008 yılında başlanan Altay projesine, iki adet prototip üretmiştir. Ancak Altay’ın seri üretiminin 2018 yılında ,daha önce Kirpi adlı zırhlı personel taşıyıcıyı üreten BMC firmasının yapması kararlaştırıldı. Seri üretimin neden BMC’ye verildiği konusunda soru işaretleri bulunmakta idi. Ancak BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak yaptığı bir açıklamada; “Otokar firmasının seri üretim için 7 milyar euro istediğini ancak BMC’nin bunu 3.5 milyar euroya yaptığını” belirtti. Bu gösteriyor ki 1940’lı yıllarda Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ’a çıkarılan aksilikler yine çıkarılmak istendi. Yine projenin bu denli uzun sürmesi de başka bir art niyeti ortaya koymaktadır (Projeye 2008 yılında başlanmış ancak henüz seri üretime geçilememiştir.). Aynı aksilikler seri üretimin yapılacağı fabrikanın işletmesinin 25 yıllığına devredilmesi konusunda da çıkarılmıştır. Siyasiler ve sendikalar bu konuda çalışma yapmıştır. Hatta bu konu seçim malzemesi dahi olmuş ve fabrikanın özelleştirilmediği 25 yıllığına işletmesinin devredildiği belirtilmesine rağmen bir grup siyasetçi, gazeteci ve sendikacı özelleştirildiği yalanını ortaya atmıştır. Ancak böyle bir işletim devri seri üretim için büyük bir ihtiyaçtır. Çünkü BMC’nin halihazırda seri üretim yapabileceği bir tank fabrikası yoktur. Öte yandan devletimizin fabrikalarının da tank üretmek için yeterli donanımı yoktur. Bu işletim devri ile Katar-Türk ortaklığı hem halihazırdaki fabrikanın modernizasyonunu sağlayacak hem de hızlı bir şekilde seri üretime geçilecektir. Ayrıca fabrikanın modernizasyonu oldukça külfetlidir. Bu aksilikler milli İHA’mız Bayraktar TB2’de de çıkarılmıştır. 1940’lı yıllarda ABD baskısı sebebi ile engellenen yerli savunma sanayi günümüzde içimizdeki milli olmayan iş adamı, bürokrat, siyasetçi ve gazeteciler yolu ile devam etmektedir. Altay projesinin bu denli yavaş geçmesi, İHA ve SiHA üreticisi Selçuk Bayraktar’a getirilen eleştiri ve siyasi linçler, BMC ve Ethem Sancak’a yapılan eleştiriler bunun en net göstergesidir.

Her insan vatansever olduğunu söyleyebilir. Ancak her insan milli olamaz. Milli olmak sadece vatansever olduğunu söylemek değildir. Yaptıkları ile davranışları ile o ülkeye faydalı olması gerekir. Milli olmak budur. Milli olmak kafatasçı, faşist bir zihniyetle yaklaşmak da değildir. Irak’taki, Suriye’deki, Azerbaycan’daki, Kıbrıs Barış Harekatında Türkiye’ye yakıt desteği veren Libya’daki, Pakistan’daki, Katar’daki, Bosna’daki Türk ve Müslüman kardeşlerini düşünmeyen de milli olmamış, olamamıştır. Milli olmak makina mühendisi olan Necmettin Erbakan’ın ağır sanayi hamlelerini devam ettirmek, Adil Dünya Düzeni fikrini benimsemek ve ilk önce Türkiye ardından başta Türk ve İslam coğrafyası olmak üzere tüm dünyaya adil bir düzen ve refahı getirmektir.

Muhammed Mengübeti
Maliye Lisans Talebesi - İstanbul Üniversitesi

Genç İHH ve TÜGVA teşkilatlarında görev alıyor.